Akıl Oyunları : Zihin Kendini Nasıl Korur?
İnkar mı, mizah mı? Zihnin görünmeyen oyunları üzerine bir yolculuk.
Bu yazıda, zihnimizin kendini koruma biçimlerini, yani savunma mekanizmalarını birlikte keşfederken, kendimize ve yaşadıklarımıza dair belki de yeni bir araştırma alanı açacağız.
Peki, sen kendi geliştirdiğin savunma mekanizmalarının ne kadar farkındasın?
Kaynak: pexels.com / Pixabay
Gerçek Çok Ağır Gelince: Zihnin Koruma Modu
Gerçekler bazen ağır gelir. Onunla kalmakta zorlanırız. Zihin, bizi korumak için çeşitli savunma mekanizmaları kullanır. Bunlar bilinçdışındadır, farkına varmayız ama hayatımızda etkilerini hissederiz.
Freud, dürtü, ahlak ve gerçeklik üçgeninde sıkıştığımızda, benliğimizin içsel çatışmalar yaşadığını söyler. Bu çatışmaları yönetmek için savunmalar geliştiririz. Bazıları o an işimize yarar, bazıları ise uzun vadede gelişimimizi engeller, hayatla bağımızı koparabilir.
Kimi zaman gerçekliği çarpıtarak, kimi zaman bastırarak, kimi zamansa onu bir güzelliğe dönüştürerek…
İnkar: Gerçeğe “Yokmuş” Gibi Davranmak
Zihnin gerçekliği reddetme biçimi olan, inkara biraz yakından bakalım.
İnkar, savunma mekanizmalarının en ilkel ve yaygın olanıdır.
George Vaillant’ın çalışmalarına göre, inkar kısa vadede dayanma gücü verir ama uzun vadede gerçekle yüzleşmeyi geciktirir ve bizi daha büyük krizlere sürükler.
Yaratıcılığa Dönüşen Enerji: Sublimasyon
Bir adım daha ileri gidelim: Savunmanın en yaratıcı ve dönüştürücü biçimlerinden biri olan sublimasyona bakalım.
Sublimasyon, kabul edilemez ya da sosyal olarak onaylanmayan dürtülerin, yaratıcı ya da yapıcı yollarla ifade bulmasıdır. Bastırılan öfkenin sanatla ifadesi, cinsel enerjinin yazıya ya da spora kanalize edilmesi bu sürece örnektir. Freud’a göre bu mekanizma bireyin ruhsal gelişiminde en olgun ve uyumlu savunmalardan biridir.
Çünkü hem enerjimizi korur, hem de onu daha anlamlı ve işlevsel bir yöne taşırız.
Yani, bu sadece bir savunma değil, aynı zamanda bir dönüşüm biçimidir.
Sublimasyon, dürtü enerjisini daha yüksek kültürel ya da etik amaçlara yönlendirmenin yoludur. -Freud, 1914
Kahkahayla Hafifleyen Yük: Mizah
Mizah ise duygusal yükü paylaşılır hale getirmek, savunmasızlığı mesafeye koymak için kullanılır. Acıyı inkar etmeden dönüştürmenin bir yoludur.
Vaillant’a göre, mizah en yüksek düzey savunma mekanizmalarından biridir. (Vaillant, 1977)
Zihnimizin Günlük Koruma Kalkanları
Savunma mekanizmaları sadece büyük krizlerde değil, günlük hayatımızda da aktif.
Mesela, işe geç kalan biri, “Toplantı zaten çok sıkıcıydı” diyerek rasyonalizasyon yapar. Öfkesini patronuna değil, evdeki çocuğuna yönelten ebeveyn yer değiştirme yapar. Partnerine karşı güçlü duyguları olan kişi, bu duyguyu karşı tarafa yansıtır.
Bazen de zihin, kabul edilemeyecek duyguların tam tersini yaşar; aşırı kibarlık bastırılmış öfkenin maskesi olabilir. Buna tepki oluşturma denir.
Çoğu savunma bilinçdışıdır ve çoğunlukla işe yarar. Kaygıyı azaltır, işlevde kalmamızı sağlar. Ama uzun vadede ilişki kalıplarımızı tekrar eder, duygusal tıkanmalara yol açabilir.
Kendimizi Korurken Kendimizden Uzaklaşmak
Zihin bizi korurken, bazen bizden bir parça saklar. Gerçeği tam göremeyiz, hislerimizi yarıda bırakırız. Kendi öfkemizi başkasına yükler, derin hüznümüzü şaka maskesiyle taşırız.
Ama savunmalar fark edildiğinde, artık savunulacak bir şey kalmaz. İşte o anda özgürleşmenin ilk kapısı aralanır.
Savunmalarımızla Yüzleşmek : Kendimize Açılan Kapı
Her savunma, görünmeyen bir yara yerinden doğar. O yara ile var olma çabasının ardında dayanmak, yaşamak ve sürdürmek yatar.
Aslında her savunma aynı zamanda bir dönüşüm potansiyeline işaret eder.
Eğer görmek istersek…
Bugün kendine dair bir araştırma yapmak istersen, belki şu soruları kendine sorabilirsin.
Acaba neyi inkar ediyor olabilirim?
Hangi duygumu yaratıma ya da mizaha dönüştürebilirim?
Hep tekrar eden ilişkilerimde hangi savunmam devrede?
Eğer bu yazı sana iyi geldiyse, etrafında bu konuda düşünen, zorlanan ya da gelişmek isteyen biri varsa, onlarla da paylaşabilirsin. Çünkü birlikte büyümek, en güçlü yolculuktur.
Bu yayın kanalındaki tüm içerikler Hülya Gürsözer’e aittir ve telif haklarıyla korunur. Kişisel kullanım dışındaki kopyalama, indirme veya paylaşım yasaktır. © 2025.